BM Sağlık Ajansı, COVID-19'un Çin'den gelen ölümcül virüsün resmi adı olacağını duyurarak, hastalığın dünya için “çok ciddi bir tehdit” oluşturduğunu, ancak onu durdurmak için “gerçek bir şans” olduğunu söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus Cenevre'de gazetecilere verdiği demeçte, “Artık hastalığın adı bizde var ve bu da COVID-19. ”
Tedros, salgının ilk olarak 31 Aralık'ta tespit edilmesinden bu yana 'co' 'corona', 'vi' 'virüs' ve 'd' 'hastalık' ve '19' 'yıl' anlamına geldiğini söyledi.
Tedros'a göre isim, damgalanmayı önlemeyi amaçlayan uluslararası adlandırma kurallarına uygun olarak belirli bir coğrafi konuma, hayvan türlerine veya bir grup insana atıfta bulunmaktan kaçınmak için seçildi.
Daha önce, WHO virüse geçici olarak '2019-NCoV akut solunum hastalığı' adını verdi ve Çin Ulusal Sağlık Komisyonu bu hafta geçici olarak 'yeni koronavirüs pnömonisi' veya NCP olarak adlandırdığını söyledi.
? SON DAKİKA?
“Artık # 2019nCoV hastalığı için bir adımız var:
COVID-19.
Heceleyeceğim: C-O-V-I-D tire bir dokuz – COVID-19 ”
– @ DrTedros # COVID19 pic.twitter.com/Kh0wx2qfzk
– Dünya Sağlık Örgütü (WHO) (@WHO) 11 Şubat 2020
2015 yılında yayınlanan bir dizi kılavuza göre DSÖ, Ebola ve Zika gibi – bu hastalıkların ilk kez tespit edildiği ve artık kaçınılmaz olarak halkın zihninde onlarla ilişkilendirildiği yer adlarının kullanılmasını önermemektedir.
'Orta Doğu solunum sendromu' veya 'İspanyol gribi' gibi daha genel isimler de, tüm bölgeleri veya etnik grupları damgalayabildikleri için artık gözden kaçmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü aynı zamanda hayvan türlerinin isimde kullanılmasının kafa karışıklığı yaratabileceğini belirtiyor, örneğin 2009'da H1N1'in popüler olarak 'domuz gribi' olarak adlandırılması.
Hastalık domuzlar tarafından değil insanlar tarafından yayılmasına rağmen, bu domuz eti üretimi üzerinde büyük bir etkiye sahipti.
WHO, insanların isimlerinin – genellikle hastalığı tanımlayan bilim adamlarının – 'bilinmeyen' veya 'ölümcül' gibi 'aşırı korkuya neden olan terimler' kadar istenmeyen olduğunu söyledi.